6 Aralık 2010 Pazartesi

Ne Zamandır Maça Gitmiyordum? Fenerbahçe - Karabük


En son gittiğim maçı hatırlamak ve yazmak için bile ilk önce Fikstür ve Sonuçlara baktım. O denli uzun süre olmuş anlayacağınız üzere. 24.10.2010 Fenerbahçe - Galatasaray maçı olmasına rağmen bile hatırlayamadım. Bu da maçın hiç keyifli ve derbiden uzak bir görüntü geçmesinden kaynaklanıyor. Haftalardır yok bayramdır yok sınavdır bir türlü gidemedim ikinci evime, mabedime, ibadet yerime. Çok özledim. Karabük maçıyla artık canıma tak etti ve sabahtan başlayan maç heyecanım, defalarca maça gitmeme rağmen hiç bitmeyen o maç öncesi gerginliğim, maçı statta izleyecek olmanın vermiş olduğu heyecanım ve ben düştük yollara.

düştük yine yollarına
sevdamızı haykırmaya 
senin için her cefaya 
katlanırız biz kanarya
canımız feda uğruna
oooo oooo 
değişmeyiz seni asla 
aaaa aaaa 
canımız feda uğruna
oooo oooo 
değişmeyiz seni aslaaaaa 
saldır kanarya, saldır kanarya

Gel gelelim maça. Bu sene geçen senelerden farklı maçı başında çözen ve daha sonra üstümüzden bir türlü atamadığımız ve benim hiçte Aykut Kocamanın söylediğini düşünmediğim skoru koruma ve ayakta top tutarak garantiye alma huyumuzu gösterdik. Ne oluyor bilmiyorum fakat öyle ya da böyle bu takım 2'yi çok çabuk bulup bir anda geriye yaslanıyor. Neyse takım devre arasında bütün soruları çözeceğine inanarak kalan son 2 haftada 3 puan olsun bizim olsun mentalitesini kabul ediyorum. Bu maçta ve iki maçtır dikkatimi çeken bir olaydan bahsetmek istiyorum. Baroni 5-6 haftadır kızağa çekilmişti. Kızaktan dönene kadar benim görüşüm Baroninin gitmesi ve ekstra özelliksiz bir adam olduğu ve Fenerbahçe'nin topçusu olmadığını düşünüyordum. Aslında fikirlerimde pek bir değişiklik olmadı amma ve lakin Baroni'nin kızaktan çıktıktan sonraki 2 maçtır daha çok ceza sahasına yaklaştığını ve defans çizgisine değilde orta sahaya yakın oynayan daha çok ileri pas yapmaya çalışan bir görünüm çizmeye başladı. Şaşırtıcı derece beğendim ben Baroni'yi ben bu maç.

Emre Belözoğlu'nun Dönüşü

Emre sakatlıktan çıktı ve ilk çıktığı maçta yine sahanın en iyilerinden oldu. İlerde basıyor. Defanstan top alıyor ileri taşıyor. Orta sahayı onun sayesinde çok rahat geçiyoruz. Topa ilk hamleleriyle kademe oyuncusunu bir anda bir kaç adamı geride bırakıyor ve topu ve atağı tehlikeli hale getiriyor.

Comandante Alex için açtığım belki de 1000. anti parantez


Yıllardır tartışılıyor Alex. Koşmuyor. Defansa yardım etmiyor. Takım onla bir kişi eksik oynuyor. Falan Filan. Adamın bir negatif hareketi bekleniyor ki ipini çeksinler. Yine ele güne inat çıktı attı ve attırdı. Bu sezon 16 golde katkısı var. 16 gol dile kolay. Bazı takımların dahi 16 golleri yok şu anda ligimizde. Son 5-6 haftadır takımın lokomotifi ve sahanın en iyisi. Teşekkürler Alex.
MeS

Hiç yorum yok: