16 Ocak 2011 Pazar

Yeni Başlangıç Yeni Sayfa... Ali Sami Yen TT Arena

                                       
          İçimde müthiş bir heyecanla gün boyu açılış saatinin gelmesini bekledim... Aslında aylardır hatta yıllardır beklediğim gün gelmiş çatmıştı... Finallerim vardı aynı gün ama çokta umrumda değildi, aklımda hep yeni mabed Aslantepe vardı... Finaller bitti, çıktım düştüm stad yoluna... İnsanları çok iyi uyarmışlar, tembih etmişler metroyu kullanmaları yönünde, ben de metroyla gittim stada ve inanın ilk gününü yaşayan bir stat için, üstelik hala çevre düzenlemesi tam bitmemişken, gayet başarılı, kısa ve kolay şekilde Seyrantepe'ye ulaştım. Metro çıkışına geldiğimde karşımda 100 metrelik bir mesafede muhteşem ihtişamıyla TT Arena'yı buldum. O ana kadar neyle karşılaşacağımın farkında değildim. Hep internetten takip ettiğim, televizyonda gördüğüm kadarıyla biliyordum yeni mabedi. Fakat karşımda o müthiş gösterişiyle duran stadı görünce adeta mest oldum. Stad girişi bu zamana kadar girdiğim en kolay ve en rahat girişlerdendi. Stadda yerime çıktım, oturdum ve Aman Allahım... Bu kadar büyük, gösterişli, ihtişamlı, modern bir stat beklemiyordum doğruya doğru. İnanılmaz bir görsel şov karşıladı beni. Işık efektleri ve teknoloji son damlasına kadar kullanılmış şovda. Havaifişek gösterisi ve yansıtılan kareografinin mimarlarının eline sağlık. Bir de stadın mimarı Mete Arat'ın eline sağlık. Kombine alırken bana hep stadın heryerinden müthiş bir görüş açısına sahip olacaksınız, nereden seyrederseniz seyredin fark etmeyecek dediklerinde,inanmamış ve olur mu öyle şey demişti ama hakikaten oluyormuş. Maç başladığında anladım ki, stadın neresinde olursanız olun televizyondaki gibi net ve güzel bir şekilde maçı takip edebiliyorsunuz. Stadın akustiğinede ayrı bir parantez açmak lazım. Bugün kombine kart sahipleri ve localar dışında, stada gelenler Galatasaray Klübü üyesi ve davetlileriydi. Bu sebeple çok fazla tezahürat yapacak taraftar yoktu ve yönetim, bilerek, stadı tam kapasite doldurmamıştı. Buna rağmen yapılan tezahüratlarda staddan çıkan ses muhteşemdi. Stadın akustiği gerçekten süper olmuş, ayrı bir hava katmış. Tribünlerin sahaya bu denli yakın olması, rakip takımları korkutmaya başlamıştır bile. İddaalı bir kadronun, eğer kurulursa, bu ultra lüks stadda kafaya oynayacağından, rakibi boğacağından ve yeniden rakiplere cehennemi yaşattacağından kuşkum yok. 


          Bunun dışında, stadla ilgili ufak tefek problemlerin olması çok doğal, çünkü daha tam kapasite hizmet vermeyen, çevre plalaması, stadın iç dizaynı gibi konuların bitirilmediği bir stad Ali Sami Yen Spor Kompleksi, fakat, gözüme büyütülcek düzeyde bir problem çarpmadı. Sadece dönüşte metro sırasında biraz beklemeler oldu ama zamanla rahatlayacağından eminim. Bugün takıma değinmek istemiyorum ama transfer şart gözüküyor. Ayrı bir parantez de çok spekülasyona yol açan protestolara açmak istiyorum. Başbakan'ın mutlaka stadın yapımında katkıları vardır. Buna kimsenin lafı yok, fakat TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın konuşmasında sarf ettiği sözler ne denli doğru? Böyle bir makamda oturan bir insanın üslubu bu olmamalıydı. Galatasaray yönetimlerini aczla itham etmek, Özhan Canaydın beyefendiyi lafa karıştırmak hiç hoş olmadı. Sayın Adnan Polat, misafirperverlik çerçevesinde Başbakan'dan özür diliyor ama Galatasaray'a ve değerlerine dil uzatanlara sessiz kalıyor. Demokratik ortamlarda protesto bireylerin en doğal hakkıdır. Belki burda açılış gününe karıştırılmamalıydı diyebilirsiniz ama stadda gelişen olaylar, konuşmalar taraftarı bu yöne itti diye düşünüyorum. Staddaki çoğunluğun da politik görüşünün, iktidar partisinin politik görüşünden farklı olmasının bunda etkisi kesinlikle vardır. Aslında çok daha farklı boyutlarda incelenmesi gereken bir sorun bu. Sayın Başkan Adnan Polat'ın mahçubiyetini anlayabiliyorum, fakat kitlelerin sesinin önemli bir payı olduğunu ve gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Protesto bence planlı değil anlık bir tepkiydi.


          Bugüne kadar Nou Camp'ta, Vicente Calderon'da, Roma Olimpiyat Stadı'nda maç izledim, Santiago Barnebau'ya da gittim ama bu kadar etkilendiğim, modern ve lüks bir stadla karşılaşmamıştım. Belki Galatasaraylı olmanın da etkisi vardır ama yine de stad inanılmaz. Bundan sonra hiçbir olayın bu muhteşem stadın önüne geçemeyeceğini düşünüyorum. Bu stadı hakeden kalitede bir takım kurulması ümidiyle, stadın yapımında emeği geçen herkesi kutluyorum. Aslanların yeni mabedinin, yeni cehenneminin nice zaferlere tanıklık edeceğine eminim.
NedimMeseri
 

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok etkileyici ve güzel bir yazı olmuş tebrik ederim

Adsız dedi ki...

gözlemlerin çok iyi olmuş riva

Adsız dedi ki...

tebrikler cok iyi olmus