26 Ağustos 2011 Cuma

Ben en büyük ENAYİYİM. Karşılıksız, ölesiye.

Taraftarlık; yer yüzündeki en büyük enayilik. Ama enayilikler arasında en güzeli. En temizi. Ben de bir taraftarım. Ben seviyorum. Renkleri seviyorum, armayı seviyorum; kudretini seviyorum. Benim sevdiğim Fenerbahçe temiz. Benim hayal dünyamdaki Fenerbahçe temiz. Ben sadece destek verdim. Yollarına düştüm. Yeri geldi gırtlak patlattım, yeri geldi biber gazı yedim yok yere. Kimseden aldığım tahribatın hesabını sormadım. Çünkü ben taraftarım, enayiyim bir yerde. Ben karşılıksız sevdim. Romantik baktım bu aşka. Hiç toz kondurmadım. Hiç lekelemedim. Sadece sevdim yahu. Sadece sevdim. Bu sevgi bana en güzel günleri de yaşattı. En kötü günleri de. Ben hep dik durdum: hep arkasında durdum aşkımın. Ben temizim. Benim hayal dünyam temiz. Benim olan her şey temiz. Çünkü ben sadece sevdim. Karşılıksız. Ölesiye.


3 Temmuzdan bu yana bir sürü tartışmaya girdim. Bugün tarihler 26 Ağustosu gösterirken biel aynı tartışmalardayım. Ucu açıki sonucu olmayan bir sürü tartışma. Yeter artık. Ben temizim. Benim olan her şey temiz. Ben benim olan hareketler yapıldığı sürece buradayım. Beni benm yapmadığım, benimsemediğim hareketle suçlayamazsın. Ama ben enayiyim. Ben ona da laf ettirmem. Ben seviyorum yahu. Karşılıksız. Ölesiye.


Ben enayiyim. Çünkü benim için hiç önemli değil başarılar. Aksine en anlamlı en bağlandığım zamanlar en büyük başarısızlıkların yaşandığı zamanlar. Babam bana Fenerbahçe'yi teslim ettiği zaman bilmiyordum ne kupasını ne başarısını ne iyisini ne kötüsünü. Bana sadece sevmem emredildi. İyi ki öyle yapmış babam. Dönüp baktığım zaman iyi ki beni o masadan kaldırmışsın baba diyorum. Başarıyı sevmemeyi öğretti çünkü bana. Başarısız olunduğunda da sevmeyi. Kirlendiğinde üstümden çıkarıp atmayı değil, kiri üstümden atıp aynı formayı tekrar giymeyi öğretti. O yüzden dedik ya "sen sokaklarda oyna Fenerbahçem, biz kaldırımları tribün yaparız" diye. Ben seviyorum yahu. Karşılıksız. Ölesiye.


BEN BİTERKEN BİZ "BİTTİĞİMİZ YERDEN BAŞLAMAYA HAZIRIM"


Murat Erdem Şengül
26.08.2011

Hiç yorum yok: