22 Aralık 2011 Perşembe

Alex futbolu bırakınca


Alex futbou bırakınca yazdım başlığa ama o zaman geldiğinde ki hislerimi yazmayacağım. Sadece tarihe not düşmek adına Alex'in ne yapması gerektiğini ve ne yapmasını istediğimi yazacağım. Kısaca yazalım da sıkkınlık bıkkınlık olmasın.

Alex direk en tepeye koyulmasın. Futbolcunun nasıl pişme süresi varsa çalıştırıcının da bence pişme süresi var. Bunu farkeden nadir efsanelerden biri de Dennis Bergkamp'tır. Bergkamp hemen en tepeden başlamadı. Pişe pişe gitme tarafında o da. Alex'i de hemen alıp en tepeye koymayalım. Bir jenerasyon ile büyüsün o da.

Peki ne yapmalı?
Alex'i en küçük yaş grubuna koyalım. 7 yaşsa 7 yaş. 12 yaşsa 12 yaş. Düşünsenize o çocukları. Alex'e zaten tapar vaziyette olan bu çocuklar Alex'in de değerini bilirlerse ağzından çıkan her kelimeyi zihinlerine kazırlar. O grup ile Alex de büyür. 7 yaş 8 yaş 9 yaş derken 17 18 yaşlarında elinde muhteşem bir sürü Alex olur. Her futbolcu mevkiisi için biçilmiş kaftan olur. Onla çalışmak için can atan onlarca futbolcu düşünsenize. Böyle bir 10 yıldan sonra Alex'i koyalım artık A takımın başına. Yetiştiridği çocuklarla beraber tabi. Hepsini alamaz elbet. En iyilerini alarak.

Muhteşem jenerasyon ve Alex birlikte... Düşünmesi bile güzel. 10 yıldır beraber olmanın da ona verdiği aynı dili konuşma meziyeti. Aman Allah'ım inanılmaz. Düşünmesi bile tüyleri diken diken yapıyor.

Koymayın Alex'i hemen en tepeye. Yazık etmeyelim. O da pişsin. Dedim ya "futbolcunun nasıl pişme süresi varsa çalıştırıcının da bence pişme süresi var".

İlerleyen yaşlarda da başkan olur. Ömrünü inşallah bizim adadığımız renklere adar.

Not : Bu arada Alex'in kızları büyüyecektir. Hani olmaz ya yine de not düşelim. Bizim magazin medyasından uzak durmaları gerektiğini bilirler umarım. Anneleri ve bababaları gibi "insan" olurlar.

Bitti.

Hiç yorum yok: