11 Mayıs 2011 Çarşamba

Çok oluyorlar. Olmalılar da



               2010-2011 sezonunda son düzlüğe girdiğimiz haftalarda şampiyonluk yarışının yanında,  Bank Asya Birinci Lig’in ilk 2 yarışı da biz futbol severlerin heycanını bir kat daha arttırdı. Haliyle öğlen Mersin İdman Yurdu diye bağıran adamlar, akşam Fenerbahçe diye bağırmaya başladı (Bkz: Mert Yetgün). E konu üzerine de “garipsemeler”, “övgüler”, “eleştiriler” havada uçuşunca; biz de üç-beş bir şey yazıp, “Memleket takımı” desteklemenin neden önemli olduğunu, bunu neden bir kültür haline getirmemiz gerektiğini ve herşeyden önce bunun neden “normal” bir durum olduğunu anlatalım istedik.

Takdir edersiniz ki 2000li yıllarla birlikte anadolu klüperi yada konu başlığımıza uygun şekilde memleketlerimizin takımları gözle görülür idari revizyonlar içine girdiler. Bursaspor ve Kayserispor bu takımların lokomotifi olarak göze batıyor. Merin İdman Yurdu,Eskişehirspor, Ankaragücü, Karşıyaka, Göztepe, Sarıyer, Bursaspor ve bunun gibi şehir takımlarının taraftarları kuşkusuz Türk Sporuna çok şeyler katıyor ve katmaya da devam edeceklerdir. Bu takımlara oranla -ilk seferde aklıma gelen- (zamanında) Gençlerbirliği, İ.B.B., Kayserispor idari yönden belki de daha da iyi yönetilmelerine rağmen taraftar desteği olmayınca, edindikleri başarıların tadını alamamış, bu başarıları bir anlam ifade etmemiştir. Eğer Kayserili o güzelim Kadir Has Stadını doldurmamaya devam edecekse, İ.B.B. ‘nin Boz Baykuşları büyüyemeyecekse, bu takımların elde edeceği başarılar da 1 sezonun ardından unutulmaya devam edecektir.

İşte bu yüzden kendi şehirlerimizin takımlarının desteklenmesi gerekir. Bu lig aynı 3 takım tarafından domine edilmesin diye, her sene şampiyonluk için yola çıkan 5-6 takım olsun diye. Ama her sene Fenerbahçe şampiyon olsun diye! ( Tamam, son cümleyi silelimJ) Şöyle durup sakin sakin düşünürseniz Premier Ligi, “Premier Lig” yapan zengin arap iş adamları değil, memleket takımı dediğimiz takımlarının eşsiz taraftar desteğidir ve bu destek Everton’ı Everton, Tottenham’ı Tottenham, Millwall’u Millwall yapmıştır.

Süleyman Hurma, Ertuğrul Sağlam ve Tolunay Kafkas bu işin, benim gözümdeki “gerçek” öncüleridir. Umarım bizden sonraki jenerasyon da bu bilinçle gelişir ve Türk Futbolundaki “İstanbul Hegamonyası” gerçek anlamda bozulur, bizler de çok daha heyecan verici, daha keyifli bir lig izleriz. Bu vesileyle de seneye Spor Toto Süper Lig’de boy gösterecek olan Mersin İdman Yurdu’nu ve Samsunspor’u da kutlayalım ve gözlerimizi Süper Lig’deki şampiyonluk yarışıyla Bank Asya 1. Lig’deki Play-off yarışına çevirelim. Teşekkürler Futbol !!!

Mert Yetgün
11.05.2011

Hiç yorum yok: